Okuma Süresi: 3 Dakika
'Star Wars' evreninin tüm özelliklerini taşıyan ve 1977'de çekilen filmin öncesinde gerçekleşen olayları konu eden Rogue One, hayranlarını oldukça memnun etmiş durumda. Karakterleri, film boyunca olayların geçtiği birbirinden farklı ve çeşitli gezegenleri, yine aynı şekilde bir çok değişik ırk ve canlı türü, tabii son olarak da Gareth Edwards gibi serinin hayranlarından olan bir yönetmenin ustaca dokunuşları sayesinde; Star Wars fanlarının yıllardır özlemle beklediği film olarak hafızalarda yerini almış bulunuyor.
Tadına doyamayarak izlediğimiz filmin bütün ana karakterleri ölüyor neredeyse ve bu durum 'Rogue One'ı daha da bir güzel gösteriyor aslında. 'A New Hope'un (yeni bir umut) konusunu hatırlarsanız, galaksideki herhangi bir gezegeni sadece tek bir tuşla yok edebilecek olan 'Death Star'ın (ölüm yıldızı) sonunu hazırlayan planları çalınmış ve bu planlardaki küçük bir açıklık; Luke Skywalker, Leia, Han Solo gibi baş kahramanların hikayesinin anlatıldığı filmde o devasa, mühendislik harikası icadın yok edilebilmesini sağlamıştı. İşte o planların ele geçirilebilmesi için canını ortaya koyan, evrenin belki de en karanlık günlerinde (cumhuriyetin çöküşü ve imparatorluğun başlaması ile tüm Jediların katledilmesi sonrası anlatılıyor arka planda) asilerden oluşan bir grup insanın sadece bir film ile parlayıp sönmek pahasına çabalarını izledik hem keyifle hem de hüzünle.
Nasıl ki, galaksinin en kötü ve aynı zamanda en güçlü adamı efsanevi Sith lordu Darth Vader'ın sadece üç sahnede görünmesi bile ekranların gerisinde bizleri çığlıklara ve büyük hayranlık nidalarına boğmuş ise; Jyn Erso (Felicity Jones), Yüzbaşı Andor (Diego Luna), K-2SO (Alan Tudyk), Chirrut (Donnie Yen) ve diğer bütün Scarif gezegeninde ölen asi grubunun hayatlarının son buluşu da yanaklarımızdan sessiz ve gururlu yaş damlacıklarının süzülmesine sebep olmuş oldu.
Her karakter sevildi açıkçası. İmparatorluk güçlerinden çalınan ve yeniden programlanan K-2SO'yu da o kadar sevdik ki; yaptığı espriler; siyah ya da beyazın olmadığı, griliğin hüküm sürdüğü bu çok uzak galakside biz izleyenlerin yüzlerine küçük gülücükler kondurdu...
Özetleyecek olursak; Rogue One: A Star Wars Story, serideki en iyi filmlerden biri olarak tarihe geçti, hatta belki de en iyisi olarak görüldü. Tozlu hatıralardaki bilgilerinizi tazeleyip filmin bir önceki hikayelerini izledikten sonra emin olun ki Rogue One'a bir şans vermek isteyeceksiniz. 40 yıllık bir maceraya dayanan bu muhteşem serüvenin hiç bilinmeyen ve tanınmayan kahramanlarını Rogue One ile keşfetmek gerçekten harika bir deneyim yaşatacaktır...
Bu içerik Feri Peri » Kişisel Blog tarafından hazırlanmıştır...
heeeey aramızaaaaa hoşgeldiiiin, hem de güzel bir başlangıç yazısıylaaaa :)
YanıtlaSilHoşbulduuuum y-) Çok mutlu ettin beni blogdaki ilk yazımı okuyarak, sen de hoşgeldin buralaraaaa :-h
Sil